Saat 17.00’de Van’dan ayrılıyoruz. Güneş yavaş yavaş ufka inerken, Kapadokya’ya uzanan bu yol aslında kendimize doğru yaptığımız bir yolculuğun ilk adımı oluyor. Gece boyunca rüzgarın fısıltısı, uykuya karışan tatlı bir heyecan...
2. Güneşin Doğduğu Yer: Kapadokya
Sabah saatlerinde Kapadokya’ya vardığımızda, rüya gerçeğe karışıyor.
İlk olarak, yüzyıllara meydan okuyan Uçhisar Kalesi’nden bakıyoruz bu büyülü diyara… Ardından Güvercinlik Vadisi’nde sabah ışıklarının taşlara vurduğu o eşsiz anlara tanıklık ediyoruz. Günü, mistik havasıyla büyüleyen Çavuşin Köyü'nde tamamlıyoruz. Zaman burada yavaş akıyor; her adım, bir başka hikayeyi anlatıyor.
Konaklama: Kapadokya
3. Toprağın Sanata Dönüştüğü Gün
Yeni gün, toprakla başlayan bir serüven…
Çanak ve çömlek atölyesinde ellerimizle şekil verdiğimiz çamur, geleneksel sanatın izlerini taşıyor. Ardından Kızılçukur Vadisi'nin kızıllığında yürürken, sanki doğa bize renkleriyle bir şiir okuyor.
Kaymaklı Yeraltı Şehri’nde geçmişin derinliklerine iniyor, gökyüzünün altındaki gizli şehri keşfediyoruz. Gün, zarafetin simgesi Onyx taşlarının işlendiği atölye ile kapanıyor.
Konaklama: AVRASYA
4. Vedaya Yakışır Bir Gün
Son gün, ama her anı bir ömre bedel...
Paşabağ Vadisi'nde devasa peri bacalarının arasında dolaşırken, hayal gücümüz gerçeğe karışıyor.
Üç Güzeller, Ürgüp, Sinasos... Her köşe, her taş, ayrı bir öykü fısıldıyor kulağımıza.
Ihlara Vadisi'nde doğayla iç içe yürüyüş, sonrasında Göreme Açık Hava Müzesi’nin tarih kokan atmosferi… Ve akşam saatlerinde Kapadokya’ya veda zamanı
5. Van’a Dönüş, Kalpte Bir Masal
Sabah saat 07.00’de Van’a vardığımızda, valizlerimizde hediyelikler, kalbimizde ise bir ömür boyu saklanacak anılar var.
Kapadokya artık bir yer değil, bir his bizim için…
.
İlk yorumu siz yapın